Hürriyet

>

31 Ocak 2012 Salı

Benim Sevgililerim!


Beni ilk kucağına aldığında, o nefis kokusu, ılık nefesi ve yumuşacık göğüsleriyle ilk aşkım oldu. Anneme bakıp ( muhtemelen) sevginin bu olduğunu hissettim. İlk sevgilimdi benim. Biraz kendime geldiğimde, güçlü kollar, en az annem kadar sıcak bir beden beni sarmaladı, koruyup gözledi. İlk sevgilimi terk etme zamanı gelmişti. Babamı keşfettiğimde gerçek aşkı bulduğumu düşündüm. Büyüyünce onunla evlenecektim, işte ikinci sevgilim tüm yakışıklılığıyla karşımdaydı. Ama zaman durmuyor ki, akıl da tabi, büyüyor geçen günlere uyarak. Babamla evlenemeyeceğimi anladığım o kara günden sonra başka erkeklere yelken açtım. Sırasıyla bir sürü kurbağa öptüm, hepsi kendine özgü çirkinlikleriyle kurbağa olarak kalmayı seçtiler. O dönem kedilerimle tanıştım ve gerçek sevgiliye kavuştuğuma inandım. Hiçbir kurbağa koynumdayken bu kadar mutlu olmamıştım. İşte üçüncü sevgilimi ilan ettiğim gündür o an. Derken kocamla tanıştım. Başka bir kurbağa olarak hayatıma girdi. Öptüm, değişmedi, bir aynaya baktım ki ben bir çirkin kurbağa olmuşum! Onunla hayatlarımızı birleştirdik. Dördüncü sevgilimi bulmuştum artık. E, insanın hayatında kaç sevgilisi, kaç değişik sevgi biçimini tanıması gerekebilir ki? Heralde dedim, bitti, dörtte kaldık. Ama dokuz ay sonra beşinci sevgilimi kollarıma verdiler. Bu ne minik, ne tatlı, ne garip bir kurbağaydı böyle. Hayatımı gerçekten değiştiren de beşinci sevgilim oldu. Ne sorun çıkarırsa çıkarsın, huysuzluklarına rağmen, dertlerine, zorluklarına, kaprislerine, herşeye rağmen en sevgilim oldu. O zaman anladım ki, emek verdikçe sevgililer kıymetleniyor. En çok uğraş verdiğim sevgilim, kapris yapamadığım, sürekli alttan aldığım tek yaratık, en çok değer verdiğim sevgilim olmuş. Halbuki verdiğimin yarısını bile alamadığım halde.

Sevginin bir yolculuk , sevgilinin ise o süre içinde değişerek yanına katılan yol arkadaşı olduğuna inanıyorum artık. Daha yolun sadece yarısını on sene geçtiğime göre, kimbilir tanışmam gereken kaç sevgili bekliyor beni diğer yarıda. Annem, oğluma her sarıldığında ‘tek aşkım, gerçek sevgilim, ‘ deyip duruyor. Demek ki en azından bir yeni sevgili garanti tanıyacağım. Ve annemin dediğine göre en en sevgili olan torun. Zaten geçmişime baktığımda, her yeni gelen, bir öncekinden daha değerli oldu. Bu da bana çok şey anlatıyor.

Yaşamımdaki tüm geçmiş ve şu an bulunan sevgililerime, bana bu yolculukta eşlik edip sevginin türlü anlamlarını öğrettikleri için teşekkür ediyorum. Ve kendimi gelecekteki tüm yeni aşklara açık bırakıyorum.

Sevgililer gününüz kutlu olsun...

1 yorum:

  1. Samimi ve içten bir yazı...Sevmenin çok fazla çeşiti en azından birini başarabilmek önemli...

    YanıtlaSil