Hürriyet

>

9 Şubat 2010 Salı

Eve Dönüş

İşte hem en huzurlu, hem de en zor andır eve dönüş. İki valiz kirliyle kim mutlu olabilir ki zaten?Huzur da evdeki kedinin halen canlı olduğunu gördüğümde yaşadığım his. Bir patırtı gürültü eve gelinir. Erkek valiz taşımıştır, sinir içinde ve yorgundur. Çocuk sürekli mızmızlanmaktadır, çünkü tatil bitmiş, zorla eve getirilmiştir, ayrıca yolda gördüğü herşey satın alınmadığı için kızgındır. Babaya bulaşmaması gerektiğini gayet iyi bildiği için annenin dibinden ayrılmayıp sürekli beynini yemektedir kadının. Aç ve huysuz ev halkına hemen yemek yapılır. Tok mideyle daha uyumlu sessiz olunur çünkü. Derken baba elinde kumanda TVnin başına geçer, çocuk yanına kurulur, kanal kavgası başlar. Anne mi ne yapar, bulaşıktan sonra valizleri açıp kirlileri yıkamaya başlar, ne de olsa tüm haftasonu yıkama-ütüyle geçecektir. Alış-veriş ve haftalık yemek yapımından daha bahsetmiyorum bile, ne de olsa çalışan kadın bu anne. Bir haftadır ihmal edilmiş kedi annenin üstünden inmediği için gecenin de uykusuz geçeceği garantidir.
İşte tatil dönüşü muhtemel başıma gelecekler. Ama bu sefer kötü gidişata son dedim veee, yemeği dışardan ısmarladım, valiz açmayı erteleyip hemen banyo yaptım. Kediyi yatana kadar hiç durmadan sevdim. Böylelikle gece uykumu garantileyip temiz ve gevşemiş olarak yattım. Haftasonu içi iç açıcı çözümüm yok, aynen yukarıdaki gibi geçti. Ama bir haftalık beyaz tatilim buna değecek kadar güzeldi. Ayrıca, korkunç haftasonunu atlatınca o kadar da zor gelmiyor insana!