Hürriyet

>

25 Kasım 2011 Cuma

Düşünüyoruz, Öyleyse Vurun!


Ekşi sözlüğü kapatmak istiyorlar. Sebebi küfür içermesi. Aslında herhangi birine yapılmış küfürleri hedef almıyor bu kapatma, o yüzden de çok düşündürücü. Binlerce kişiye küfredilmiş, olumsuz yazılar yazılmış haklarında. Ama tek tepkiyi dine karşı yazılmış olan bir metin çekti. Ahmet M.S. isimli mühendis, din ile ilgili düşüncelerini şu şekilde dile getirmiş sözlükte:
"şimdi saçmalık derken, gereksiz olarak anlaşılmasın, gayet de gereklidir din dediğimiz beyin uyuşturucusu. insanoğlu doğru, yanlış, ahlaki, etik gibi kavramların içinden kendi başına çıkabilecek kapasiteye sahip değildir, bu sebeple eline bir yanlış-doğru rehberinin verilmesi çok da dahiyane bir fikirdir aslında. burada garip olan durum, milyarlarca insanın hala kayıtsız şartsız güncellenmemiş ve fantastik masallar silsilesi halinde bulunan bu dinlere inanıyor olmasıdır. bundan daha da garip olanı, bu insanların inanmayana acıyan gözlerle bakması, ve saçma sapan argümanlarla kanıt olduğunu iddia ettiği bir takım görüşlerin diğerlerinin aklına yatmadığı için onların zekasını aşağılamasıdır. güzel kardeşim, tamam sen inan, saygım var. hatta bak şimdi bir ay ben senin tacizlerine maruz kalmamak için sikimde olmamasına rağmen ortalık yerde yeme içme özgürlüğümden feragat edeceğim, sene boyu sabahın beşinde ezan sesiyle uyanmak zorunda kalıyorum, din odaklı yönetimlerin akıl almaz icraatlarının sonuçlarına katlanmak durumundayım, bunları düzeltmek için yapabileceğim birşey de yok, kabul. ama benim bir saçmalığa inanmamam, sırf sen inanıyorsun diye beni aşağılama, kendinden alt seviyede görme hakkını sana vermez. 'bak ne kadar mükemmel bir kainat, kusursuz bir sistem, bunu allah yaratmadıysa başka nasıl olabilir' gerizekalılığındaki bir yaklaşımla 'bu kainat zumbak tarafından yaratılmıştır, yoksa nasıl olabilirdi' şeklindeki bir yaklaşım arasında bir çokları için en ufak bir fark yoktur, ikisi de ispatlanamaz, ikisi de bilinmeyene bir açıklama getirmek için ortaya atılmış düşüncelerdir. işte düşünmeden inananların bu kadar net ve basit bir gerçeği anlayamıyor olmaları, dinin saçmalık olduğunun en net ve basit ispatıdır."

Yazı bu. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, katılırsınız, ya da anlamsız bulursunuz, bu tamamen sizin düşünce sisteminizle ilgilidir. Ve yürüyüp gider hayatınıza devam edersiniz. Ama beğenmediğiniz bir düşüncenin ifade edilmesine karşı çıkmak bambaşka bir şeydir, bu düpedüz düşünce ve ifade özgürlüğünü tanımamaktır, hatta sadece kendiniz için tanımaktır ki bu en tehlikelisidir. Sadece sizin fikirlerinizin etrafta dolaşması uygunsa, ve bu size çok normal geliyorsa, faşist bir sistemin diktatörüsünüz demektir. Muhalif fikirler gelişimin temelidir, eleştiri, daha iyisi için bir uyarıdır ve özgür düşünce, çok sesliliğin olmazsa olmazıdır. İnanç, kişiye özeldir, bunun reklamı, aracısı olmaz. Rahatça dile getirilebilir ama baskıyla kabulu istenemez. Tam tersi de geçerlidir, kimse inançları yüzünden yargılanamaz, baskıyla vazgeçmesi istenemez. Engisizyondan farkı var mı yoksa bu davranış şeklinin?
Rasih Yılmaz ve Mehmet Baransu, kapatma kavgasının başını çekiyorlar, bir tür engizisyon misyonu üstleniyorlar. Bakın konuyla ilgili ne yorumda bulunmuşlar:

"Bu millet ekşisözlükün pisliği karşısında ayağa kalkmayacaksa yazıklar olsun. Kimse de ben müslümanım demesin. Dinimle kimse alay edemez. Allahıma ve peygamberime küfrediliyorsa demokrat olmak falan umrumda değil. Demokrat değilim bu rezillik karşısında. Demokratlık batsın. Bu ülke bu rezillik karşısında ayağa kalkmazsa,Rabbimiz ve peygamber efendimizin yüzüne nasıl bakacağınızı düşünün..."

İnançlı kesimi, hele de konuya ufaktan uzak kalmış dolduruşa açık olan halkı, bu şekilde ayaklandırmak, aklınıza cadı yakma olayını getirmiyor mu? Yukarıdaki yazıyı okudunuz, ki çoğunluk okumadan Baran'ın yazısıyla harekete geçecektir, sizce bu kadar tepkiye gerek var mı? Ateist olamaz mı bir kimse, ve sebebini açıklayamaz mı?Tüm dünyada fikir ayrılıkları, demokratlar ve bağnazlar mevcut. Ama fark ifade özgürlüğü. Bunu yapabildiğimiz, ateist bir açıklamayı taşlamadığımız gün adam olacağız galiba.

Luigi Casciolli, bir İtalyan, Mesih Masalı isimli kitabın yazarı. Yıllarca topladığı belgelerle oluşturmuş kitabını. Ve 127. sayfasında şöyle demiş:
'Din bir Devlet kurumuydu ve kitleleri boyunduruk altında tutabilmek için her şey Tanrılara atfediliyordu, çünkü insanlar cahil kaldıkları oranda yayılmacıların oyunu sağlamlaşıyordu. Bundan dolayı da mistikler ve dindarlar yüceltilirken ateistlere ve maddecilere zulmediliyordu. Bu yolla, düşünce özgürlüğü tam 23 yüzyıl boyunca; 1700'lü yıllarda ortaya çıkan Aydınlanma, ateist maddeciliğe yeniden yol açıncaya kadar susturulmuştur.( Bizde hala susukunluk hakim!). 23 yüzyıllık dogmalar ve gizemler dönemi toplumsal evrimin her türünü engellemiş; insanlığı, hala var olan kimi dinlerin inananları tarafından, en başta da Gizem kültlerinin eksiksiz bir yenien üretimi olan Hristiyanlığın inanaları tarafından bugün bile takip edilen Gizem kültlerinin cehaletine bırakmıştır.
Atom gibi konularla zaten uğraşmış olan şu ateist düşünürlerin nasıl mahkum edildiğini gören insanlar, bütün kötülüklerin kökeninde maddenin bulunduğuna inanmak yönünde ahlaki bir itaate zorlanmışlardır.Kendi sorumluluklarını, her şeyi onun üzerine temellendirdiği Tanrısal iradenin içerisine yerleştirmiştir. Böylelikle cehalet, gerileme taraftarlarını kutsallaştıracak kadar yüceltilmiştir; dinlerin söylediğinin aksine, aklın ve sağduyunun ışığına karşı zafer kazanan gizemlerin ve dogmaların karanlığı olmuştur. Akıl ve inanç arasındaki uyuşmazlığın bi sonucu olarak bütün dinler, en kötü düşmanları kabul ettikleri bilimsel araştırmanın hep karşısında durmuşlardır, hala da durmaktadırlar. Kilise'nin, cerrahi ampütasyonun yararlı ve meşru olduğunu yalnızca 12. Pius'un papalığı sırasında (1939-1958) kabul etmiş olduğunu söylemek yeterli.'

Casciolli, tüm bu görüşlerini yazıp yayınlamakla kalmamış, kitabın sonuna eklediği bir dilekçeyle de Kiliseyi 'halkın inançlarını kötüye kullanmak ve çıkar sağlamak' tan mahkemeye vermiş.İşte bu düşünce özgürlüğüdür. Yargının bağımsızlığıdır. Laikliktir.

Şimdi, yukarıdaki alıntıları tekrar okuyun lütfen, sadece Ahmet M.S.İn iki yıla kadar hapsinin istendiği bu yazının yanında İtalya'da basılan kitaptan alıntıya dikkat edin. Sırf bu yazı yüzünden Ekşi Sözlüğün linç edilmeye çalışılmasına bakın. Buna izin verebilir miyiz? Ya da buna izin verirsek, inaçlarımızı korumamız gerektiğine karar verirsek, inançsız olmayı yasaklamış olmaz mıyız? Zorla din olur mu? Ya da dinde zorlama olur mu? Peki koskoca Müslümanlığı korumak Baran'a mı kalmış?

Sadece düşünmenizi istiyorum. Hoşgörülü olmanın ne demek olduğunu bir kez daha hissetmenizi istiyorum. Özgürce düşünüp, bunları tartışabileceğimiz günlerin özlemiyle!

1 yorum:

  1. Eksi veya diğer sözlüklerin kapatılması, kısacası internette sansüre karsiyim....

    YanıtlaSil