Hürriyet

>

11 Aralık 2011 Pazar

İşte Aşure Zamanı!


Aşure, Arapça (aşura)dan gelir ve on (10) demektir. Yani Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının 10.gününü işaret eder. Bu gün bir çok halkın oruç tuttuğu bir gündür. İnanılana göre çok önemli olayların günüdür; Adem peygamberin özrünün kabul edildiği, Halil peygamberin Nemrut'un ateşinden kurtulduğu, Hz. Musa'nın kavmini Firavun'un zulmünden kurtardığı, Yunus peygamberin balığın karnından kurtulduğu, Eyüp peygamberin dertlerine şifa bulup yaralarının iyileştiği, Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'a kavuştuğu ve gözlerinin açıldığı, Nuh peygamberin gemisinin karayı oturduğu gündür. Aleviler içinse çok daha başka bir anlamı vardır. Kerbela'da Hz. Ali'nin oğlu İmam Hüseyin ve 11 imamın şehit edildiği gündür. Bu yüzden Aleviler için bu tarih ve yapılan Aşure çorbasının yeri ayrıdır. Kerbela'da yenen son yemek olduğu gibi, içine konan en az 12 çeşit malzemeyle ve 12 kapıya dağıtılmasıyla da şehit imamların anılmasına vesile olur. Muharrem orucunun 12. gününde yapılarak bir kez daha bu rakam vurgulanır ve matem orucu sona erer.
Aşureyle ilgili o kadar farklı hikayeler anlatılıyordu ki, ben de oturup araştırmak ve kökenine inmek ihtiyacı hissettim. Çünkü yıllarca eve gelen aşureleri hep aşure mevsimi diye kabul etmiş, nedenine girmemiştim. Geçen yıldan beri neden pişirildiğini biliyorum ve hakkını vermek için de koskocaman bir kazanla yapıyorum. Muharrem'in onuncu gününde evime en az 10 çeşit malzeme sokuyorum tüm yıl bereketi olsun mutfağımın diye. Biliyorum, sadece bir inanç, ama her şeyin başı inanmak değil mi zaten?
Pişirdiğim (tabiki yardımla, sonuçta işin ustası değilim)aşureyi de, şehit 12 imamın ruhuna en az 12 kapıya dağıtıyorum. İşte neden aşure pişiriyoruz, neden bu ay yapıyoruz sorularının yanıtı bu. Peki, nasıl pişiriyoruz?

Tarifimi veririm, ama çoğunuza uymayacağının farkındayım, çünkü iki taşımlık pişirmiyorum, dediğim gibi 5 kg şeker kullanarak, bolca dağıtabileceğim kadar yapmayı tercih ediyorum. Yılda bir kez yapıyoruz sonuçta, şayet derseniz ki, usulune uygun olsun, varsın ordu doyuran olsun, işte size tarif. Ancak öncelikle büyük bir kazan (resimdekinden- 20 lt.) edinmeyi unutmayın. Resimde kazanı karıştıran ve iki yıldır bana aşure ile ilgili bir sürü şey öğreten Nazan Teyzeme de teşekkür ederek onun tarifini sizlerle paylaşıyorum.
- 2 kg. dövme buğdayı ve bir avuç pirinci bir gece önce yıkayın. Duru su çıkana kadar yıkadığınız buğdayı ve pirinci, üzeri dört parmak suyla kaplanacak şekilde ıslatıp bir taşımlık kaynatın. Sonra da kapağını kapatıp sabaha kadar şişmesi için bırakın. Dövme iyiyse sabaha kadar yarılıp şişecektir.
- Yarım kilo fasulye ve yarım kilo nohutu akşamdan ıslatın. Ertesi gün düdüklü tencerede erimeyecek şekilde haşlayın.

- Ertesi gün buğday olan tencerenizi ağzına kadar suyla doldurup bir tatlı kaşığı tuzla haşlamaya başlayın. Kaynamaya yakın 80 gr. kuru siyah üzüm ve 80 gr. (iki paket) dolmalık fıstığı içine atın. 8 gr. kadar karanfili de ekleyin. 15 dakika kaynatın, kapak kapalı şekilde.
- 250 gr. kayısı, 500 gr. inciri küçük küçük doğrayıp kazana ekleyin.500 gr. sarı üzümü ve 500 gr. fındığı da unutmadan tencereye koyun. Bırakın kaynamaya devam etsin.
yarım saat kadar kaynayacak artık. Daha şekeri koymuyoruz.
- Şimdi 5 kg. şekeri koyma zamanı. En son şeker tencereye girecek.Karıştırarak 10 dk. kaynatıyoruz. Şeker dipte kalmasın, iyice erisin.
- 80 gr. dolmalık fıstık, 80 gr. kuş üzümü, 400 gr. dövülmüş ceviz, 2 tane ayıklanmış nar ve tarçın ile kaplara koyduğumuz aşureyi süsleyeceğiz.

Ben kendi kaplarımdan ziyade satın aldığım aliminyum folyo kapları tercih ediyorum dağıtmak için. Malum, o kadar çok kapıya veriyorum ki, ne benim tabaklarım yeter buna, ne de giden geliyor mu takibi yapabilirim. O yüzden tavsiyem bu yönde, ne kendi tabaklarınızı ziyan edin, ne de verdiğiniz kişiyi zora sokun. Atılabilir kaplar en pratiği:)) Mahallemde alış-veriş yaptığım market ve kasabıma, oturduğum sitenin görevlilerine de plastik kaşıkla beraber gönderiyorum. Sadece komşu değil, her türlü emeği geçen kişilere bir vefa, harika bir gönül alma vesilesi bu! Nice dostça, candan aşure günlerine diyor ve ekliyorum AFİYET OLSUN, keseniz bereket dolsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder