Bunu yarasa olmadan bilmenin imkanı yoktur. Bilinç sadece deneyimlerinin sahibine özeldir. İnsan bilinci dendiğinde ortak bir takım özellikler olmasına rağmen öznel her deneyim bir bilinci diğerinden farklı kılar. Sonuç: Kimse kimsenin ne düşündüğünü bilemez!

Tüm kitap bu iki kişi arasındaki ilişkiyi, atılan her adımın arka plandaki nedenlerini, sonuç olarak görülenle gerçekte yaşananların farkını anlatıyor. Burada konuyu destekleyen özellik ise anlatım tarzı. Tüm kitap bilinç argümanı üzerine kurulduğu için ve sadece deneyimleyene özel olduğu için anlatımda da bunu ön plana çıkarmak amaçlı günlük ve bilinç akışı yöntemlerini seçmiş yazar. Böylece Helen'in düşüncelerini tuttuğu günlükten, Ralph'in bakış açısını da teybe kaydettiği bilinç akışı söyleşisinden öğreniyoruz. Tabi bu sayede birbirleriyle ilgili düşüncelerine de ulaşıyoruz. Bir araya gelinen bölümler bir kez de nesnel bakış açısıyla kitaba eklenmiş. Bu da okuyucuya bilgi vermek, etki altında kalmadan olaya bakabilmesini sağlamak için yapılmış. Yani bir yerde okuyucunun da bilinci yaratılıp devreye sokulmuş. Bence zekice! Bir tek olay ve üç bilinç...
"bu laf da ne ilginçtir bu arada, 'kendine gelmek', sanki hep kendimizde değilmişiz gibi... Aslında bu, ikinci çeşit bir kendinde olma halidir, ya da yansıtılmış kendinde olma hali de denebilir buna... Kendimizi, diğerlerinin algıladığı şekilde gördüğümüz zaman ya da diğerlerinin, bizim halimizin bilincinde olduklarını hissettiğimiz zaman olur bu, sanki çoğunlukla özel olan ve sadece kendimizin bildiği bir şeye erişmişler gibi..."

Kitap hoş ama biraz da yüzeysel felsefi tartışmaları da inceliyor, bilimde yapay bilinci açıklamaya çalışıyor.

Sonlara doğu karşılıklı atılmış e-postalar, söylenen ile düşünenler arasındaki uçurumu perçinlemek için yine iyi bir fikir olmuş. Bu arada İyi İş kitabına bir gönderme niteliğinde kitabın kahramanı Robyn Penrose'u bir seminer davetlisi olarak bu kitaba konuk etmek de okurun keşif keyfini tatmin ediyor.
Her ne kadar Helen'in tuttuğu günlüğü bir kadın olarak yeterince içten, samimi ve yeterli bulmasam da kitabın bu yazım tarzlarını anlatımı güçlendirmek için böylesine etkin kullanması hoşuma gitti. Okunması kolay, anlatılanlar derinlemesine incelendiğinde gerçekten ilginç. Belki de başka bir kapı açar size fikir dünyasında, kim bilir? Sadece bir aldatma kurgusu değil neticede Düşünce Balonları. Adı üstünde, Düşünce Balonları.
Bu arada yetişkin bir erkeğin kırkbeş saniyede bir seks düşündüğünü biliyor muydunuz?
İyi okumalar!
Bu değerli yazınız için çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyoruz. Hasta Yatağı
YanıtlaSil