Sevgili Okur,
Güzelleşme üstüne çalışmalar yaparken(ki aslında sadece bilgi alma amaçlydı), sanırım birini fena halde gücendirdim, o da ya nazar etti, ya da zaten en ulu olandı, bu yaşta SU ÇİÇEĞİ oldum. Aslında tabi önce oğlum oldu. Aşılılıdır, kolay atlatır derken, aşısını atladığımız öğrendik. Zavallı yavrum 15 gün süründü. O sırada annem bize yardıma geldi tabi, malum ben çalışan anne, bu arada benim küçükken geçirdiğim suçiçeği hikayesi her gece anlatıldı. 15 gün sonunda annem döndü, çocuk tam okula başlayacak bende bir ateş. Üşüttüm falan derken, o malum sivilceler başta yüzümde olmak üzere tüm vücudumda çıkmaya başladı. Doktora koşarcasına gittik, sorarcasına da baktık yüzüne; hani suçiçeği bir kez geçirildi mi tekrarlamazdı? Doktor kan tahlillerinden benim hiç suçiçeği geçirmediğimi iddia etti, annem yemin billah etti geçirdim diye. Babam ve akrabalar da anneme katıldı, bizim kafalar karıştı. Ya tıp yalan söylüyordu, ya da bizim aile. Ama sonuç hep aynıydı, 40.yaş günümde suçiçeği dökmüştüm işte.
Evet sevgili okur, bu yaşta hiç te kolay geçmiyor bu hastalık. Öncelikle çok kaşınıyor, kocaman iltihaplı sivilceler tüm yüzü ve vücudu kaplıyor, üstüne mecburi merhemler sürülüyor ki kaşıyıp iz etmeyelim. Ağızdan parmağım büyüklüğünde Aklovir hapı içiriliyor ki iç organlarımda çıkan yaralar hafiflesin. Öncelikle dış görünüşü boşverin, yemek borusunun içindeki yaralar tam bir hafta yemek yememi engelledi. Ciğerlerim yara dolu, 50 paket sigarayı arka arkaya içmiş gibi tık nefesim, yataktan mutfağa yürüyemiyorum. Ateşim 4 günde geçti, ağrılarım sekiz günün sonunda halen devam. Ve sıkı durun, en kötüsü YIKANAMIYORUM. Yasak işte, iz kalmasın diye. Şu an dokuzuncu gün bitiyor, bir bu kadar daha dayanmam gerek. Tabiki işe gidemiyorum. Ağrıdan mı, görünüşten mi, halen hastalığı yaydığımdan mı yoksa pislikten mi? Yanıt veriyorum hepsi. Bir günüm hastanede yatarak geçti, perişandım çünkü, hastalığın5. günü zirve yaptı, ölüyorum sandım. Yarın bir kontrolüm daha var, kan değerlerime bakılacak. Çünkü değerlerim kemoterapi gören hastaların seviyelerine düşmüştü en son. Buna göre doktorum durum değerlendirmesi yapacak.
Kıssadan hisse, tıbba da ananıza da çok güvenmeyin. Bu tür hastalıkların aşıları var, yaptırın birer tane, ne var, yan etkisi yok ki. Benim gibi sürünmezsiniz en azından. Şayet ben tıbba ve de anama güvenmeyeydim aşımı da olur, bu durumlara düşmezdim. Tıp derki, bu hastalığı geçiren bir daha geçirmez ve anam dedi ki, sen geçirdin evlat. Güvendim işte-hata ettim.
Hastalığımın bitmesine daha en az bir hafta var. Aşı olmasanız bile bir kan tahliliyle antikorlarınıza baktırın, hangi hastalıkları geçirdiğinizi öğrenin. Çocuğunuzla geçirmek istemiyorsanız tabi...
Sağlıklı, keyifli haftalar diliyorum. Bu aralar aldatma ve boşanma üzerine yazmayı düşünüyordum ama halim olursa. Arada kontrol edin, her an yeni yazı yazabilirim...