Hürriyet

>

11 Ocak 2013 Cuma

Tanrı DaimaTebdil-i Kıyafet Gezer: Bir Vakit Kaybı

Hatırladığım ilk öyküleştirilmiş kişisel gelişim kitabı Paul Cohelho'nun Simyacı'sıydı. Binbir gece hikayelerinden esinlenilerek yazılmış, sürükleyici ve türünde ilk olması sebebiyle de ilginç. Daha sonra bu tarz yüzlerce kitap çıktı, Tanrılar Okulu bu konuda yazılmış en üst seviyede felsefe içeren, zorlayıcı bir kitap olarak ön plana çıktı. Diğerlerinden bahsetmek bile istemiyorum, okuyucu kitlesi garanti olan bir tür olduğu için yığınla best seller üretildi. Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Giyer de böyle bir kitap. Kişisel gelişim kitaplarının önerdiği üç fikrin üzerinde dönen koca bir boşluk. Üç satırlık, üstelik artık herkesin bildiği (yeni hiç bir vaad yok) bu fikirlerden yola çıkarak nasıl bu kadar uzun saçmalanmış görmek isterseniz buyrun okuyun. Şahsen ben öyle yaptım. Daha ne kadar saçmalayabilir ki derken 'De Ex Machine' gereği sınırları zorlamış demiyeceğim, onları da aşmış gitmiş. Öyle ki, gökten üç elma düşmüş lafını bekler olmuşuz sonunda. O kadar klişe bir kitap ve o kadar bilindik fikirler ki, birinin bu kitabı okuyup, aaa bak bunu hiç bilmiyordum demesi için aydan gelmiş olması gerek. Kurbağanın sütün içine düşüp çırpınmalarıyla onu tereyağına çevirip canını kurtarması, bir lira ile evinize geri nasıl dönersiniz egzersizi, karşındakini etkilemek ya da anlayabilmek için beden hareketlerinin tekrarı ( zaten farkında olmadan yaparız bunu), üstelik bunları hiç de orjinal olmayan örneklerle verilmiş olması kitabı çalma çırpma bir kişisel gelişim ile Tanrılar Okulu'nun bir özentisi arasında gidip gelmesini sağlıyor. Dreamer ile İgor arasındaki benzerlik de buradan geliyor. Tek farkla, İgor bu haliyle kötü bir taklit ve nereden çıktığını açıklama pahasına kan bağlarına iliştirilmiş bir şahsiyet. Sonuç olarak kişisel gelişim kitabı deseniz değil, öykü iyi deseniz o da değil, 'de ex machine' gereği yaratılmış bir sonla zaten ne kadar kaliteli olabilir ki, edebi eser mi,  yanından geçmiyor. Geriye kalıyor vakit kaybı. Evet, bence tam bir vakit kaybı. Şayet kişisel gelişim ile ilgileniyorsanız piyasada kaliteli bir sürü, üstelik de yeni fikirler içeren kitaplar var, onlardan alın. Güzel bir öykü okumak istiyorsanız, raflar kaliteli ve edebi binlerce harika kitap ile dolu. Yok ben hem gelişim, hem de öykü karışımı istiyorum diyorsanız, Tanrılar Okulu'nu deneyin,  kopyadan ziyade aslını okuyun. Sadece en çok satan olmak  iyi kitap olmak anlamına gelmediğini yine ispatladı.
Kitapla ilgili internetten arama yaptığınızda bir sürü methiye bulacaksınız. Çoğunun reklam olduğunu, kitap satışı için oraya konduğunu unutmayın lütfen ve okurken sürüden ayrılmayı deneyin. Okuyacak bu kadar çok kitap ve bu kadar az zamanımız varken, derim ki, bu kitapla vakit harcamayın. Pi'nin Hayatı çok daha felsefe yüklü, deneyin derim. Bu arada Pi ile ilgili yorumumu da yazacağım, gecikmez, merak etmeyin. İyi okumalar!

1 yorum: