
Otuzlu yaşlarımın ortalarına kadar gayet büyük bir firmada, gayet ciddi bir iş yaptım. On yılımı doldurduğumda kafamda ziller çalıyordu, istediğim bu muydu? Para, evet iyi kazanıyorum. Yükselme, o da olacak, şirketten menfaatler, sormayın gitsin, altın madeni! Ama bir sorun var Huston! Mekik bir türlü gitmiyor! Zorlamakla olmayacak, bebek de bahanem olsun, bastım istifayı!
Ne istediğimi, neyi yaparsam tatmin olacağımı anlamam çok uzun sürmedi. Yazmayı seviyordum, her ne kadar para etmiyor, edebi sayılmıyorsa da seviyordum işte. Ben de başladım yazmaya. Derken blogumu açtım. Ayda yüz kişi gelir ya da gelmez bir sayfaydı. Zamanla izleyici rakamım yükselmeye başladı, Yazarkafe'ye üye olmamla da başka bir boyuta geçti. Artık aylık rakamlarım binlerin üstüne çıkmıştı. Bumerangın devreye girmesiyle bu sefer reklam almaya ve sayfamdan para kazanmaya başladım. Şu an aylık tıklanma rakamım dörtbinlerde. Derken birden küçük bir ampul yanmaya başladı kafamda, bu kadar keyif aldığım bir iş acaba profesyonel bir meslek olabilir miydi? Amerika ve Avrupa okul müfredatlarını inceledim, creative wrtting dersinde ne yaptıklarına baktım. Türkçeye çevirdim ve Türk yazar-öykülerle uyarlama yaptım. Sonuçta bir yıla yayılan koca bir müfredat oluşturdum. Son olarak bu müfredatı okullara anlatmak kaldı. O konuda da şanslı çıktım, çok dolaşmadan bana ve programıma inanan bir okulla sözleştim. Sonuç; haftada iki gün altmıştan fazla öğrenciye YY dersi veriyorum. Küçük küçük yazmaya başladılar. Ama daha çok okumayı öğreniyoruz beraber. Öykü inceliyoruz, film seyrediyoruz, kahramanları, kurguyu, anlatım dilini, konu ve anafikri çıkarıyoruz. Kendi en sevdikleri filmleri, öyküleri analiz ediyor çocuklarım. Ve sonra diyorlar ki, vay be, demek aslında buymuş! Biraz büyüyü bozuyoruz belki ama sonuçta bilinçli okuyucu ve izleyici olmaya başlıyorlar, farkı görüyorum. Veliler de memnun, yazı yazan çocuklar onları da memnun ediyor. Diyorlar ki, çocuğumuz ilk defa yazı yazıyor ve sizden duydukları kitapları okuyorlar! Ne kadar güzel!
İşte kırkımdan sonra çizdiğim yol ve yeni işim bu. Çok mutlu ve keyifliyim. Sizlere tavsiyem mecbur olduğunuz işi değil, keyif aldığınız işi yapın. Böylece işe mi eğlenceye mi gittiğiniz anlamazsınız. Birazdan dersim için bir film izleyip kurgu çıkaracağım, belli sahneleri kesip yapıştırarak çocuklara bir ders hazırlayacağım. Dersin sonunda çocuklar kovalama olay örgüsünü ve kurallarını öğrenmiş olacaklar. Harika bir ders daha!
Okulda dersimi alamayan istekli çocuklarımın ve velilerinin ısrarı üzerine cumartesi günleri Cadde'de atölye yapıyorum. Gelmek isteyenleri beklerim. Detaylar için http://www.baleokulumuz.com/ adresine başvurabilirsiniz. Ya da facebook'da yarattığımız ekinliğe katılabilirsiniz.
https://www.facebook.com/#!/events/572123829481683/?context=create
Hepimize mutluluk veren, yorgunluk yerine de omuzlarımıza sevgi ve keyif yükleyen meslekler, işler diliyorum.
Çocuklarımız bu tarz etkinliklerde desteklenerek, bu faaliyetlere yönlendirilme yapılmalı. Yazarlık Kursu İzmir
YanıtlaSil